5 Ağustos 2017 Cumartesi

Cumhuriyet'in İlanından 34 Sene Sonra




1957 yılında Sputnik I’in uzaya gönderilmesinden oldukça etkilenen Bandırma Şehit Gönenç Lisesi öğrencileri Artuğ Sayıner, Adnan Zambak, Güngör Gezer, Osman Caran ve Atilla Yedikardeşler aynı yıl lisenin havacılık koluna bağlı olarak “Füze Kulübü”nü kurarlar.

“Füze Kulübü” 1959 yılında liseden ayrılarak “Bandırma Havacılık ve Uzay Araştırma Derneği” olarak resmiyet kazanır. Dernekleşmeyi başaran gençler, öncelikle o yıllarda 22 ülkede faaliyet gösteren astronomi, roket ve seyahat dernekleri ile mektuplaşmaya başlar ve bu derneklerden Güney Afrika Seyyareler Arası Cemiyeti, Chicago Roket Cemiyeti ve Türk Astronomi Derneğine de üye olurlar. Büyük bütçelere sahip bu dernekler, gençlerin çalışmalarına ilgi gösterir.

10 Ekim 1959 yılına gelindiğinde Bandırma Havacılık ve Uzay Araştırma Derneği ilk füzesini fırlatmaya hazırdır. Üç kilo ağırlığında, bir metre boyunda ve 10 santimetre çapındaki “Bernark” tipi bu ilk füze 40 metre kadar yükseğe çıktıktan sonra denize düşer. Başarısız ilk denemenin ardından gençlerin çalışmalarıyla ilgili küçümseyici haberler yapılır.

İkinci atış denemesi de aynı yıl yapılır, fakat füze ancak 15 metre yükselebilir ve deneme başarısızlıkla sonuçlanır. “Böyle saçma şeylerle uğraşılır mı?” diye kendileri ile alay edilen bu beş genç pes etmez ve üçüncü denemeyi de 10 Şubat 1960’da gerçekleştirirler.

Otomatik bir füze ateşleme ve kontrol aleti kullanılarak yapılan denemede, iki katlı roket 750 metre yüksekliğe çıktıktan sonra denize düşer. Bu denemenin ardından derneğin çalışmaları Amerika, Hollanda ve İtalya’da uzay çalışmaları ve roketçilikle ilgili dergilerde yer alır. Bu esnada dernek, ismini, Bandırma Havacılık ve Astronomi Roket Kulübü (BHARK) olarak değiştirir.
Yine bu dönemde Bandırma 6. Hava Üssünden de büyük destek alınır. Çalışmalarına devam eden gençler 1961 yılında B-T-47 roketini fırlatırlar, roket 135 metre yükselerek paraşütle iner.

30 Ağustos 1962 yılında Bandırma’nın Küçük Livatya mevkiinde ‘MARMARA 1’ adındaki Türk roketi fırlatılır ve roket 900 metre yüksekliğe ulaşmayı başarır. Ancak, Basın mensuplarının ve kalabalık bir halk kitlesinin seyrettiği fırlatma sırasında füzenin ikinci kısmı ateş alır ve füze havada infilak eder. Bu başarısız deneme, basının büyük çoğunluğunda olumsuz eleştirilerle yer bulurken, bazı gazeteciler ise çalışmaları destekleyici yazılar yazar.

Bandırma Füze Kulübü üyeleri 3 Eylül 1962’de yeni bir denemeyle ‘MARMARA 2’ roketini fırlatırlar. Gliserin ve asfalt karışımı sıvı bir yakıt kullanılan roket beş metrelik bir duman tabakasının arasından göğe doğru fırlar ve beş saniye içinde bulutlar arasında kaybolur. Roket öylesine başarılı ve hızlı bir kalkış yapmıştır ki, üç yüz metre arayla kurulan rasat kuleleri bile düzgün gözlem yapamaz. Fırlatış sonrası kulüp üyeleri sevinç gözyaşları döker; MARMARA 2 roketinden ise bir daha haber alınamaz.

13 metre boyunda, altı metre çapında ve 5,50 kilogram ağırlığındaki ‘MARMARA 2’ roketi bütün aramalara rağmen bulunamazken roket başlığının Fener Adası’na paraşütle inişi Ada sakinleri tarafından gözlemlenmiştir.

Bu fırlatma testi, Bandırma Füze Kulübüne, amatörler arası füze yarışmasında dünya üçüncülüğünü kazandırırken yarışmada Amerika 56 kilometre yüksekliğe çıkan roketi ile birinci, Almanlar ise 36 kilometre ile ikinci olmuşlardır.

15 Ekim 1962’ye gelindiğinde İTÜ Öğretim görevlisi Ermeni asıllı Türk vatandaşı Kirkor Divarcı’nın  yaptığı füze ile  Bandırma Füze Kulübü'nün “MARMARA 3” ve “MARMARA 4” füzelerinin fırlatma testleri yapılır.

Divarcı, bu çalışmalara destek vermek maksadı ile evlenmek için nişanlısı ile birlikte biriktirdiği 400 TL.'sini kulübe vermiştir. Testlerde kendi füzesi ve “MARMARA 3” füzesi başarısız olurken “MARMARA 4” başarı ile fırlatılmış, füze 5 bin 415 metre yüksekliğe çıkmıştır.

Bu başarı sonrası gençlerin sonraki çalışmaları yine projeler üzerinde olmuştur. Bunlar;

Sirius Projesi: İki kademeli, iki kapsüllü olan ve kendisine "Meterolog" adı verilen füze ile astronomik araştırmalar yapılacak ve kapsül paraşüt vasıtasıyla yeryüzüne inerek araştırmaların neticeleri alınacaktır.

“KIBRIS I” adı verilen kapsül ise isminden de anlaşılacağı gibi vurucu gaye ile kullanılacaktır.

Vega Projesi: Astronomik gayelerle hazırlanan, 360 santimetre boyunda iki kademeli bir roket projesidir.

Ata-I Projesi: Tamamen askeri maksatlarla kullanılmak üzere hazırlanan, 70 kilometre menzilli bir roket projesidir.

Uçan Türk Projesi: Yine askeri maksatlarla hazırlanan projenin yapımı ve sistemleri tamamlanmış, roket, atışa hazır bekletilmiştir. Roketin menzili 35 kilometredir.

Güdüm Projesi: Roketlerin hedeflerini bulmaları için hazırlanan bu proje, önce bir uçaktan sonra da bir deniz motorundan atılarak denenmek istenmesine rağmen maddi imkansızlıklar yüzünden uygulanamamıştır.

Biz, dün, zaten bu noktadaydık.
Bugün neredeyiz ve neden oradayız?
Saygılarımla.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.